Ermeni (Fılle) Müzisyenleri ve Kürdistan Müziği
Tigranokert millatdan önce 78-75 yıllarına doğru Büyük Tigran II. tarafından kurulur. Büyük Tigran II., Pontus kralı Kürd asıllı Mithridate VI, ın kızıyla evlidir. Mithridate VI., Roma’ya yenilince, Büyük Tigran II.ye sığınır. Lucius Lucullus, Ermenistan’dan Mithridate VI. nın sınırdışı edilmesini ister. Savaş başlar. Roma Ordusu, Tigranakert’ı yakıp yıkar. Mithridate ve Tigran II. birlikte 70.000 kişilik ordu ile Roma Ordusu’na saldırırlar. Şehri yeniden ele geçirirler. Roma Ordusu büyük kayıplar vererek Nizip’e çekilir.
Kimlik, ulusal müzik ve ulusal değerler bağlantısı sömürgecileri yasaklar koymaya, var olanı dejenere etmeye, yok etmeye doğru yöneltir. Onlar müziğin birey üzerindeki etkileyici gücünü, kimlikleri koruyucu sihirini tespit etmişlerdir. Bundan dolayı genelgeler yayınlarlar, kanunlar çıkarırlar.
1930 yılının başlarında T.C. İçişleri Bakanlığınca Kürdlerin yaşadıkları bölgelere bir gizli emir gönderilir. Şark Islahat Planı doğrultusunda hazırlanıp Kürdistan illerine gönderilen bu gizli emrin 9. maddesinde şöyle denmektedir; “ Türklüğe ve türkçeye pay ve paye vermek som türklüğün ve özellikle türkçe konuşmanın yalnız şerefli olduğunu değil, maddeten karlı olduğunu da kendilerine doğrudan göstermektir.”
12 madde de ise ; “ Kıyafetin, şarkıların, düğün, toplum gelenek ve göreneklerinin de milliyet ve ırk duygularını daima uyanık tutan ve toplumları geçmişlerine bağlayan bağlar olduğu unutulmamalı. Bu nedenle lehçeyle birlikte bu aykırı gelenekleri de fena ve zararlı görmek özellikle kötü göstermek, özellikle dillerini, adetlerini ve dileklerini türk yapmak, türkün tarihine ve bahtına bağlamak her türke düşen önemli ve milli görevdir.” denmekte.
Tigranakert’li Aram Tigran 15/01/1934 de, Kürdistan’ın Küçük Güney parçasın da Qamışlo kentinde dünyaya gelir. Mêloyê Sakê(Serkîs) in oğludur. Aslen Kuzey Kürdistan’ın Ferqin-Silivan bölgesindendir. Soykırım mağdurudur. Tigran çocukluğundan itibaren müziğe tutkunluğunu belli eder. O, 53 yıllık müzik yaşamında 230′u kürdçenin kurmanci lehçesinde, 7’si kürdçenin kırmançki-dımıli lehçesinde, 150’si arapça, 30′u türkçe, 10′u süryanice, 8′i yunanca, olmak üzere 650 parçayı dillendirir.
Aram Tigran, Hayastan’ın, Kürdistan’ın sesidir. Onun adı doğduğu toprakları, Tigranakert’i-Amed’i ve bütün Hayastan müzisyenlerini çağrıştırır. Tigran’ın ulusunu jenosidden geçirenler, bu insanın ailesini sürgünde yaşamaya mecbur edenler, cansız bedeninin Amed topraklarına gömülmesine izin vermediler. Onun vatanına gömülme istemine “hayır”la cevap verdiler. Peki niye?
1- T.C. sömürgeci yöneticilerinin onun kendi topraklarına gömülmesine izin vermemelerinin temelinde 1894-1923 sürecini kapsayan ermeni jenosidlerini inkar, geçmişi gizleme, iz bırakmama politikası yatıyor.
2- Tigran kürdçe söylemekle kürdlüğe değer vermiş, kürdçeyi korumuş, kürdün asimile olmasını engellemiş, cümbüşüyle metalden koruyucu bir set oluşturmuş, kürdü düşünmeye, anlamaya, algılamaya doğru iteklemiştir.
3- Aram Tigran, Komitas Vardabet, Garabet Khaçhaturian, Aram İlitch Khachaturian’ın müziklerinin ruhsal, ulusal, dilsel ve kültürel etkileri tartışılmaya değer. Onlar, yok edilme havuzlarına doldurulan kürdü görmüş ve gökyüzünün yıldırımları gibi şiddetli, sarsıcı, özüne dönderici kıvılcımlar yayarak oluşturulan karanlığı delmeyi başarmışlardır. Onlar, Kürdlerin milli benliklerini kaybederek pan-turanizme yem olmalarını önlemişlerdir. Aram Tigran ve onun esin kaynağı olan Komitas Vardapet, Aram Khaçatourian, Garabet Khachaturian’ın müzikleri Kürd ulusal kimliğinin, kültürünün, dilinin yaşaması, korunması için büyük katkılar sunmuşlardır.
Aram Tigran, Komitas Vardabet, Garabet Khaçhaturian, Aram İlitch Khachaturian, Vahram Papazian, Sergey Parajanov, William Saroyan, Alexander Tamanian, Avetik Isahakian, Vahan Terian, Hovhannes Abelian, Hrachia Nersisian’lar Dicle ve Fıratın hayat veren kaynakları, Ararat-Agıri dağının doruklarında pırıl pırıl parıldayan kar gibi tertemiz, saf, dillerin ve kültürlerin yaşam kaynaklarıdırlar.
19.cu yüzyılın sonunda, 20, 21 yüzyıllarda Ermeni ulusu mensubu müzisyenlerin Kürdistan müziğine katkıları, bu katkıların dilimiz ve kültümüze yönelik özü koruyucu etkileri, fars, arap, osmanlı-türk kültür emperyalizmine karşı duruşları detaylı olarak açıklanmalıdır. Tigran’ın müziğinin her kelimesi halklarımızın kutsallaştırdıkları dağları, ırmakları kadar etkileyici, akıcı, öğretici, koruyucuydu.
Atina şehri bir müzisyenin ölüm haberiyle yine gündeme geldi. Bu şehir de, Sokrates, Platon, Aristoteles, Epikuros bir yandan yaşam ile ölümü yorumlarlarken öte yandan, müzik ve şiir sanatını da yorumladılar. Felsefeciler, müziğin insan ruhu üzerindeki etkisini irdelediler. Tigran’ın ölümü müzikal biçimlerin ve müzikal eğitimin insanlarımızın sosyal bilinçleri üzerindeki etkilerini açıklama, ermeni müzisyenlerin bu bilinç formlarındaki etkilerini, yerlerini görmek, öğrenmek için vesile oldu.
Ermeni müzisyenlerin kürd müziğine yaptıkları katkılardan bahsederken Tigran’dan önce Komitas adlı kürd ulusunun dostunun yaklaşımını ele almak gerekir. Komitas, sıradan bir müzik uğraşanı değildir. Bir akademisyen, bir müzik bilginidir. Komitas kürd müziğine katkılar sunar. Onun pratik takipçisi Aram Tigran’dır. Onun müziğinin sadeliğinin kaynağında Komitas’ın kuramsal müzik dehası yatar. Tigran’ın müzik sanatı üzerine konuşabilmek, yazabilmek için müzik bilgisine sahip olmak ve onun esin kaynaklarına inebilme becerisini gösterebilmek, analiz gücüne, yeteneğine sahip olmak gerekir.
Hay müziği ile kürd müziği arasında bağlantı var mı? Komitas hangi nedenlerden dolayı üç bine yakın kürd müzik parçasını toplama gereği gördü? Bu çalışma da hedefi neydi? Hayastan yöneticileri bu büyük dehanın çok önemli bir düzeyde bulunan kürd müziği incelemesini dünya kamuyuna, ilgili okurlara, dinleyicilere duyurmaktan, tanıtmaktan niye kaçınmaktalar? Dinlenmesini, bilinmesini, tartışılmasını kimler, niye, hangi nedenlerden dolayı istemiyorlar? Kürd müzigi, ermeni müzigi olarak mı sunuldu?
Komitas biliyordu ki, komşu halkın, kürdün kırsal alana yayılan müziği psikolojik, sosyal, tarihsel, kültürel derinlik açısından etkileyici anlamlar taşıyor. Bundan dolayı kırsal alana çıkıp, köy köy dolaşıp, parçaları dinler, yazar, arşivlemeye başlar. Kendisinin bilimsel-akademik çalışmasının temelinde kürd müziğinin derinliği, etkileyiciliği, kültürel-sanatsal yönü varlığını his ettirir. Jean Jacques Rouseau’nun müzik sanatına yaklaşımı ile Komitas’ın kürd müziğine yaklaşımı ortak özellikler taşır. Komitas için kürd müziği doğal bir zenginliktir. Bu zenginliğin akademik anlamda değerlendirmeye tabii tutulması, yorumlanması, korunması gerekir. Düşüncesi ve yaklaşımı takdire şayandır.
Müzik, toplumsal yaşamla yaşıttır. Her toplumun, her ulusun kendisine özgü müziği vardır. Müzik aynı zaman da toplumun aynasıdır. Toplumu sosyolojik, psikolojik, tarihsel, kültürel.....anlamlarda tümüyle yansıtır. Kürdistan müziği 19.cu yüzyılda Komitas Vardabet’in bilimsel-akademik çalışmasının konusu olur.
Komitas Vardabet’in müzik felsefesinin etkisini sanatsal plana indirgeyen Tigran’dır. Müzik sadece ses ve şiir değildir. Aynı zaman da yazımsal matematiksel uyumdur. Sesi duyguyla bütünleştiren müzik aletleri etkiyi artırırlar. Müzik de teoriyle pratiği birbirine bağlayan ise Tigran’ın içtenliği, duyarlılığı, parçayı okurken o anı yaşaması, sanatsal becerisidir. O, kendisinde çağrışım yapmayan, ilk okuduğu anda kendisini etkilemeyen parçaya emek vermez, müziğini bulma, uyarlama çalışmasına girişmez. Başkalarına ait parçaları da okumaz. Ona özgü eserler başkaları tarafından okunur. Bu durum kendisinin müzik yaşamına ait ilkelerden birisidir.
Müzik sanatını felsefi açıdan ele almak gerekir. Bunun için Platon, Aristoteles, Jean Jacques Roseau’nun müzik konusundaki görüşlerine değinmek aydınlatıcı olur. Platon, Politheia adlı eserinde, Sokrates’in sorduğu soruyu şöyle dile getirir. « O halde müzik insan eğitimin en temel kesimini oluşturur. Zira harmoni esas olarak insan ruhuna dokunur, etkiler, insan ruhunun sevinci olarak insanın onurlu yetişmesine katkıda bulunur. »
İyi bir ritm, moral etik eğitimsel rolünü dilbilimsel olarak oynar. Platon Timée diyaloğun da « Müziğin amacı güzel olana, iyi olana ermektir, ulaşmaktır». der. O, « Seslerin doğasını inceler. » Platon’un öğrencisi olan Aristoteles ise “Politika” adlı eserinde müziği eğitimin temel hareket noktası yapar. « O halde çocuklara vokal müzik ile enstrumental müziği öğretmek gerekir.»
Eğitim kuramının devamı olarak Aristoteles’e göre « Uyum ve rithm seçeneği çocukların eğitimine girmek zorunda. Müzik parçaları üç türlüdür; moral, canlandırıcı, tutkulu. Birinci tür parçalar eğitimin esasını oluşturur. Harmoniye gelince. Biz daha çok diğer uyumsallıklar arasında Dor uyumuna özel bir değer atfediyoruz.»
Anatolia’da yaşayan eski halklardan üçü müzik konusunda esas olarak alınıyorlar. Dorlar (oi doroi), Karlar (oi karoi ), Pelasgoylar (oi pelasgoi). Bunlar Mezopotamya ve Anatolia halklarıdırlar. Platon ve Aristoteles’in dışında Pyhthagoras’a göre müziğin felsefi temellerinden biri matematiksel olandır. Platon, müzik ile matematik felsefesi arasındaki bağlantıyı « İnsanlar hem kendilerinin, hem de aletlerin sesleriyle bir şeyler dile getiriyorlardı.» cümlesiyle açıklar. Orfeus; « Müzik baharın güzelliğidir.» der.
Greklerin, Ermenilerin ve Kürdistanlıların dansları arasında ortak özellikller, renkler vardır. Dor dansı greklerin olduğu kadar bizim ve Hayastanlıların da govendidir. Komitas’ın, Tigran’ın müziğini ermenice ve kürdçenin kurmanci, kırmançki lehçelerinde dinleyince ortak bir ritm fark ediliyor.
Müziğin şiirine gelince; Aristoteles şiiri ikiye ayırır; “Dramatik şiir, trajik şiir.” Jean Jacques Rouseau’nun dil yetisi ile müzik arasında bağlantı kurması tesadüfi değildir. Ona göre « Kuşlar öter, sadece insan şan söyler.»
J .J. Rouseau için «Ulusal özellik, dil özelliğidir. Tüm ulusal müzikler kaynaklarını dil ilkesinden alırlar. Bu ilke aynı zamanda dili oluşturan özelliktir.» başka bir değişle “Müzikal uyum (harmonie) hem doğasal dilselliği, hem de evrenselliği içerir. Harmoni dilin doğadaki ilkesi olduğundan bu ilke bütün ulusların dilleri için de geçerlidir.”
Ermeni müzisyenlerin Kürdistan halkını köklere bağlayıcı, canlandırıcı, moral sunucu etkileri inkar edilemez. Tigran’ın seslendirdiği “Zimanê Kurdî” dil-ulus bağlamında tarihsel olarak belirleyici olan parçalardan birisidir. Tigran, Komitas Vardapet, Garabet Khaçaturian Kürdistan müziği üzerinde çalışma yaparlarken değişik enstrumanlar kullandılar.